12 Kasım 2011

Bebekle İlk Günler..

İlk defa bir hedefe ulaşınca tatmin hissedip, hevesimi kaybetmedim: Karan'ı doğurmak :)

İlk gün nasıl geçti anlamadım.Hastanede herşey çok kolay, ağrılarınızı hissettirmeyen bir serum var, bebekle her dakika ilgilenmeye hazır ve iyi donanımlı bir hemşire, yediğiniz önünüzde yemediğiniz kapının dışında, bol bol uyuyorsunuz.. ve malesef bu rahatlık çok kısa sürüyor :) Sezaryenle doğum olduğu için 2 gece kalmış olduk. 3 kişi gelmiştik ama 4 kişi olarak evin yolunu tuttuk..



Eve girdiğimizde, arabanın beşik gibi sallamasının sona erdiğini farkeden ve kurt gibi aç olduğunu sandığım oğlum avaz avaz ağlamaya başladı.Sandığım diyorum çünkü o sırada anlamıyorum, hatta neden ağladığına dair en ufak bir fikrim yok, sonradan düşününce bunu tahmin ediyorum, Karan'ı tanıdıkça :)

Yeni doğan bebeklerin en zor tarafı kulak çınlatan bir ses ile ağlamaları bence. Acemi anne ve baba yorgunluktan ölü gibi uyuyup çocuğu duyamazlarsa diye doğanın verdiği sinir bozucu, bir çeşit destek bu sanırım. Tabi bu yalnızca benim teorim:)
Neyseki bir süre sonra, bebeğin ses telleri daha aşağı iniyor ve çocuk sinir uçlarımızı sızlatmayan bir ses tonuyla ağlamaya başlıyor.

Aylarca kafa yorup kurduğumuz düzen revizyon gerektirdi. Ben bebeği gelir gelmez odasında yatırmayı planlamıştım ama sezaryenle doğum yapınca bu plan iptal oldu. Aldığımız park yatağı odamıza kurduk, alt açma yerini yine yatak odamıza baştan düzenledik. Bu nedenle park yatak almak doğru bir hareketti.
Bir yandan ağrı kesicilerin etkisi azalmaya başlamış ve dikişlerim acımaya başlamıştı, bir yandan Karan sürekli kaka yapıyordu, 1.5 saatte bir emziriyordum, emerken kaka yapıyordu, emzirmenin ortasında ağlamaya başlıyordu altını değiştiriyorduk yeniden emmeye devam ediyordu, uyuya kalıyordu ama yeniden kaka yapıp avaz avaz uyanıyordu ve bir kısır döngü içinde hiç durmadan Karanla ilgileniyordum.

Aynı zamanda daha 48 saatlik lohusaydım ve normal olarak kanamam vardı, süt henüz tam inmemişti, göğüslerim patlayacak gibi ağrıyordu, daha 2. günde meme uçlarım yara olmaya başlamıştı ve hava çok sıcaktı..

Karakter olarak, çocukluğumdan beri herşeyi kendi başıma deneyimlemek ve başarmak isteyen biriyimdir. Yardım alırım ama müdehaleye hiç gelemem.  O yüzden o ilk günlerde aile büyüklerinden kimsenin bebekle olan ilişkimize müdehale etmesini istemedik. Eşim de bu konuda hemfikir olduğu için, sadece kardeşimin yardımını istedik. O da beni harika idare etti gerçekten.

Yeni doğum yapmış bir annenin "akıl" alma şekli farklı oluyor, bebek ağlarken "acaba bu çocuk aç mı" sorusuna anne çok öfkelenebilir. Onun yerine, "gel sen şöyle bir rahat otur bebeğinle ilgilen gerisini dert etme, su da ister misin pencereyi açayım mı rahatlarsın" demek doğru yaklaşım biçimidir, anneye refakatçi olacaklara duyurulur :)

Anne olunca insan heyecandan stres oluyor. Üniversite mezunu, aylardır onlarca kaynak okumuş ve hep bu günlere hazırlanmışsanız uygulamanın vakti nihayet geldi diye bir hayli telaşa kapılabiliyorsunuz. Ama deneyerek öğrenmek için size zaman tanıyamayan bir bebek var önünüzde. Çok hızlı şekilde ve en doğru çözümü akıl etmek durumundasınız.

Bebeklerin doğum kilosunun 150-200gr kadarı aslında su ve yağdan oluşurmuş. Annenin sütü tam olarak gelene kadar yani 3-4 gün süre içinde bebek hayatta kalabilsin diye bu stokla gönderiliyor :) Doğa mükemmel :))


Süt inmedi diye doktor formül mama vermişti. Bütün bebekler sarılık olarak doğduğu için bebeğin bünyesinin zayıf düşmemesi için, süt inene kadar mama vermemizi önerdi. Ben hazır mamaya ilk aylarda karşı olduğum için mümkün olduğunca anne sütü almasına uğraştım. Gün boyu memeye masaj yapıyorum sağıyorum emziriyorum, sinirlerim bozulup ağlıyorum bile.. yok süt gelmiyor bir türlü! Yeni doğan bebekler her seferde 20-30ml süt içmek ihtiyacındalar ama benim her seferde 10-15ml sütüm geliyor. Çocuk yarı yarıya aç yani.

En sonunda akşam oldu Karan ağlıyor ve tamam dedim formül mama yapalım. Karan sadece kucağımda sakinleştiği için mamayı kardeşimle eşim yapmak için mutfağa gittiler. Kutunun üzerindeki talimatları okuyup kendi aralarında tartışıyorlar :"ama o sıcak olur dur ben onu biraz soğutayım" diyor biri, diğeri "soğuk olursa gaz yapar azcık sıcak olsun" , "yok bu su fazla oldu gördün mü önce tozu koysakdık öff be laboratuvar sanki" ...

15ml süt yapmak ne kadar zor olabilir ama inanın öyle bir günde sakin kalmak çok zor oluyor ve ikisi de son 2 gecedir pek uyku uyumamış ve bana refakat ederken çok yorulmuşlardı. Ayrıca bebek hayal ettiğimizden daha hassas ve narin görünüyor sanki hemen bozulucak birşeymiş gibi stres yaratıyordu.

Küçük bir ilac bardağında sütü bana verdiler, hepimiz birbirimize bakıyoruz. El kadar bebeğe bu sütü nasıl içiricez dediler. Karan'ın başını elime, gövdesini koluma gelecek şekilde yatırdım ve başını hafif dik tutarak o ilaç bardağındaki 15ml sütü oğluma içirdim, ne boğazına kaçtı ne rahatsız oldu, anında mışıl mışıl uyudu.

O uyuyunca biz de derin bir oh çektik ve kardeşim "belgesel izliyor gibiyim ya, ben bebeği tutmaya cesaret edemiyorum, sen nasıl içirdin onu minicik bebeğe" dedi.

Anne olmak öğrenilmiyor aslında içimizde bir yerde çok iyi biliyoruz yapmamız gerekeni,, yalnızca ortaya çıkarabilecek motivasyonumuz olması gerekiyor, o kadar.

Emzirmek ve sütün bol gelmesi kesinlikle motivasyona ve beyinden gelen olumlu komutlara bağlıymış. Bedenimde söz dinledi ve sabaha karşı sancılar içinde sütüm indi (bu 4.günün başlangıcıydı) ve bu 15ml dışında, ilk ay 6 boyunca, Karan başka hiç hazır mama yemedi, sadece annesütü ile beslendi.

Hiç yorum yok: