29 Kasım 2012

Çocuk erkil aile konusunda yazma modasına uydum

Online Anne'nin şu yazısını ve içerisindeki bağlantılı diğer blog yazılarını okuyunca, kafamda bin türlü sorgulama belirdi ve ben de yazayım dedim.



Çocuğumuza odaklı mı yaşıyoruz yoksa, çocuk, saldım bakıcıya ananeye babaneye, mevlam parkta kayıra şeklinde mi büyüyor, bizi az mı özlüyor çok mu özlüyor, onun dalgalanması bunlar. Ve bir annenin kafasında bu dalgalar pek durulmaz. Kendinle çocuğun arasından gider gelirsin, annenin yolculuğu budur aslında biraz da.

Ben de çalışan bir anneyim. Oğlum 11 aylıkken işime geri döndüm. Ama nispeten daha şanslıyım çünkü kendi işim. Sabah oğlumla kahvaltı ediyoruz, eğer isterse birşeyler yapıyoruz 15 dakika, mesela bir kitap okuyorum ona ondan sonra geliyorum işe. Saat 09.30 gibi ofiste oluyorum yani. Ayrıca akşam da 17.30 gibi eve dönmüş oluyorum. Şehir dışı iş seyahatlerim olursa bu saat 21.00lere kayıyor ama tabi bu haftada 1 günü geçmez. ve haftasonu çalışmıyorum. Baba ise daha sıradan mesai saatleri içinde çalışıyor, sadece pazarları tatil yapıyor. Ben Karanla biraz daha fazla zaman geçiriyorum, baba da biraz daha uzun çalışıyor yani.

Oh ne çok vaktin var derseniz vallahi yetmiyor. Yine de kendime zaman ayıramıyorum. Zira gerçekten iş dışındaki tüm vaktimi ailecek geçirmeye çalışıyoruz. İşten geldiğimde daha kapıda ayakkabımı çıkaramadan Karan kucağımda, 21.30da uyuyana kadar da pek bırakmıyor. Ben de yorulmuş şekilde genelde en geç 22.30 da uyumak durumundayım çünkü Karan hala sabaha kadar uyuyan bir çocuk değil. 2-3 sefer kalkmak beni çok uykusuz bırakıyor. Sabah genelde 7 de uyanıyor.

Evet biz de sinemaya 3 senedir gitmedik. Ha pardon bir sefer Karan'ı bakıcıya bırakıp gittik şansımıza berbat bir filmdi. 2 yaşına gelene kadar hiç yatılı bırakmadım. 2 yaşından sonra 3 sefer 1 gecelik kaçamaklar yaptık. Bırakabileceğim anane babane yok, uzaktalar, bakıcıyla sınırlıyız.  Zaten Karan'ı bırakıp 1 hafta tatile gitmeyi düşünemem bile. Nereye gidersek yanımızda, oteli ona uydurup, restoranı ona uydurup, seyahat koşullarını tamamen ona uydurup gezmek durumundayız. Bu da tabi alternatifleri sınırlıyor. Ama yapılacak birşey yok, o büyüyene kadar durum bu. Farklı şekilde davranmak benim iç huzurumu bozar. Çocuğumu özlerim.

Ben çocukken, restoranlarda babamın ceketini üzerime örter sandalyede yatırırdı annem, başım da annemin dizinde. O zamanlar heryerde sigara içiliyor, dumanaltı ortam. Bırak uyumayı, içeriye 2 dakika sokmazsınız çocuğu şimdi. Ama o zamanlar öyleydi. Başka alternatifleri yoktu ailelerin.
Plaja gidince çocuğun peşinden koşulmazdı, aman 50 faktör kremini sürdün mü demezlerdi, herkes aynı koruma kremlerini sabah bir kere sürer çocuğu salardı plaja. Akşama herkes ıstakoz gibi yanar, kusar ateşlenir, 5 günlük tatil 2 günde biter eve dönülürdü. Yazık değil mi ana babaya? Şimdi aman bunlar olmasın diye 15 dakikada bir çocuğu kremle, öğle saatlerinde otel odasında hapsol ki çocuk öyle yanmasın, uyku düzeni bozulmasın diye aynı saatte uyut, yaz günü 21.00de odada otur vs vs ama tatilin nolursa olsun 1 hafta sürsün. Ben o 1 hafta tatilde dinlendim mi? hayır. 3 yaşıma geri dönmüş gibi durmadan suya gir çık, koştur koştur, kocamla bir fincan kahve bile içemedik karşılıklı. Dönüşümlü peşinden koşturmamız yüzünden. Tatilden dönük, ofiste evde dinlendik. Kim eğlendi asıl? Karan. 1 hafta boyunca sadece Karan eğlendi diyebilirim. Ama bir de baktım onca yorgunluğa rağmen, bedenim külçe gibi olsa da kafam acayip dinlenmişti. Karan mutlu eğleniyor, ben de onunla koştururken yeniden çocuk olmuş ve aslında mutlu olmuştum.

İlk günden beri mamasını yanımda taşıdım, yedek kıyafet vs derken bavulla gezdik 2 saatliğine çıksak bile. Evde hobilerim sürünüp duruyor, el atamıyorum. Spor yapacak vaktim kalmıyor, o koşu bandının sesini duyduğu anda yanımda beliriyor Karan, o da binecekmiş. Ne yapabilirim ki. Çocuğu bağlayacak değilim ya.


Uzmanların çoğu sanki hiç hayatlarında çocuk görmemiş gibi önerilerde bulunuyorlar. Çocuk erkil olmak kötü birşey değil. Çocuk büyüyünce "ben senin için ne çok özveride bulundum" beklentilerine girmemek için bu seçimin farkında olmak lazım, orası kesin. Çocuğum için özveride bulunmak kadar içimi rahatlatan birşey yok. Tabi insanım ben de bazen isyan edebilir, zorlanabilirim. Ama hiç vazgeçmedim, her zaman Karan odaklıyım, dengeyi bozmadan da bu şekilde devam etmeye çalışıyorum..




Hiç yorum yok: