16 Aralık 2011

Büyümeyi öğrenmek

Kendi çocukluğuma dönüp düşününce, büyümeyi nasıl öğrendiğimi hatırlamama imkan yok. Yaşayışın içinde o kadar küçükken bunu idrak etmek mümkün değil sanırım. Ama Karan'a bakınca büyümenin ne kadar sancılı olduğunu görüyorum ve bir insan ne kadar zor yetişiyor, ne kadar çok acı çekiyor, ne kadar çok gelişiyor görüyorum, bir belgesel gibi izliyorum ve bu çok büyük bir zevk.



Doğumundan itibaren sırasıyla gelişen: bakışlar, mimikler, hareketler, başını kaldırma, yana ve ters dönme, oturmaya çalışma, bir şeye odaklanıp tutmaya çalışma ama elini nesneye bir türlü denk getirememe, bir şeyi tutma ama hemen düşürme, bir şeyi tutma ve sallama, ayağını ağzına götürme, yutkunma, oturma, otururken yana düşme, yana düşünce sinirlenmek yerine geri oturmaya çalışmayı akıl etme, bir yere tutunarak kendini çekme veya bir yerden ayaklarıyla itip güç alarak sürünme, tuttuğu herşeye asılma, bir şeye asılırken ayağa kalkabildiğini farketme ve o farketmeyle heyecandan düşme, karnını dayarsa ayakta durabildiğini farketme, o noktadan uzaklaşmak istediğinde yere düşme ve emeklemeyi öğrenme, dikil-oyna-eğil ve emekle git-tekrar kalk dikil-oyna-sonra yine emekle git şeklinde bir hareketlenme, bu eğil doğrul tarzından bıkma ve emeklemek yerine adım atmayı deneme ve yine düşme, birkaç şeyi birden tutmaya çalışma, birşeyleri başka şeylerin içine koymaya çalışma, vs vs vs..

Daha aklıma gelmeyen belki yüzlerce hareket.. O kadar çok minik detay var ki farkında değiliz ama mükemmel bir kas ve iskelet yapısı geliştiriyoruz. Ve tüm bunları neredeyse 1-2 yılda hemen hemen kusursuz hale getirebiliyoruz.

İnsanın ellerini hayvan patisinden ayıran hareket, işaret ve baş parmağını cımbız gibi kullanabilmesiymiş. Hiç dikkat etmemiştiniz değil mi? Ben bu bilgiden etkilenmiştim açıkçası.

Hamileyken National Geographic yayını olan belgeseller izlemiştim. Anne karnında yaşama yolculuk serisini şiddetle tavsiye ederim. İnsan yavrusu, köpek yavrusu ve yunusun anne karnındaki gelişimini son model teknolojiler kullanarak hazırlanan animasyonlarla anlatıyor. Çok etkileyici. Sanırım bir de fil yavrusu vardı.

Karan 18. ayını doldurdu ve artık bebeklikten çıkmaya başladı. Büyümeyi öğreniyor. Özellikle etki-tepki mekanizmasını anlamaya çalışıyor. İnat ediyor, istekleri için sonuna kadar savaşıyor, her konuda şansını deniyor. İnsan demekki büyürken engellenmese ve doğru yönlendirilse, tam bir girişimci kişiliğe sahip olacak. Biz kabul etmek gerekirki, çoğunlukla sindirilerek, engellenerek veya korkutularak, "doğrusu bu, böyle yap" yerine, "sen dur büyüyünce yaparsın" yaklaşımıyla büyütüldük. Bu yüzden büyümeyi değil, beklemeyi öğrendik çoğu zaman. Bunun için büyüdün, şunun için küçüksün çelişkilerinden nasıl çıkacağımızı pek anlayamadık ama öyle böyle büyüdük. Bazılarımızın farkındalığı çok yüksek, bazılarımız ise derin bir uykuda..

Birçok konuda kafa yorduğum ve araştırdığım gibi, kişilik gelişimi konusunda da bol bol makale okumaya çalışıyorum, araştırmaları takip etmeye çalışıyorum ve güncel yaşam koşullarına en uygun şekilde bir birey nasıl yetişmeli diye doğru yöntemleri öğrenmeye çalışıyorum. Karan bundan sonra böyle bir yola giriyor ve ben heyecandan öleceğim sanırım :)

Onun nasıl bir birey olacağını çok merak ediyorum. Hem aile içi ilişkilerimizin nasıl gelişeceği açısından, hem de toplum içinde nasıl uyumlu ve var olmayı başarmış bir birey olacağı açısından, bu konuda en büyük görev ebeveyne düşüyor. Umarım ideallerimize olabildiğince çok yaklaşırız. Umarım Karan mutlu, sağlıklı, düşünen, var olan ve faydalı bir birey olur. Bu konuda minicik bir etkim bile olsa, çabalarım azıcık bile işe yarasa, dünyalar da benim olur..

Hiç yorum yok: