Daha önce hiç dikkatinizi çekmeyen, nerede olduklarını bile bilmediğiniz, hamilelik, doğum, bebek bakım, beslenme vb. konulardaki kitapların olduğu reyonlar farkedilir tüm mağazalarda.
Daha önce hiç aklınıza gelmemiş şeyleri Google'da aratıyorken bulursunuz kendinizi.
Hiç yemediğiniz sebzeleri yemeye zorlarsınız kendinizi, hiç bilmediğiniz bir yolculuktur ve doğumdan sonra daha da detaylanır.
Uzmanların önerileri vardır önünüzde, birbiriyle çelişenler, hem fikir olanlar, sizin bebeğinize uyanlar, uymayanlar.. samimi gelenler, ticari gelenler..
Açıkçası uzunca bir süre denemekle geçer, bu burada iyi durmadı şuraya koyayım, yok orada da olmadı burada dursun vs diye kendinizi sürekli yakınlaşır ya da uzaklaşırsınız bulursunuz, her türden araştırma sonucuna veya uzmana..
Yakın çevrenizdeki diğer annelere bakarsınız, daha önce hiç bakmadığınız gibi hem de. Eskisi gibi "anlamsız" gelmez gösterdikleri çabalar. Mesela ben çok iyi hatırlıyorum, seneler önce ama çok önce gerçekten daha üniversiye öğrencisiyken ben, 2-3 yaşında çocuğu olan tanıdıklarımızın eleştirdiğim ısrarlarını hala hatırlıyorum: "7 de uyunur mu ya yazık çocuğa" dediğim günleri tebessümle anıyorum şimdi.

Çünkü her çocuğun ihtiyacı farklı ve ihtiyaç duyduğu şeyler yaşına göre de her geçen zaman içinde değişiyor. "3 aylık bebeği koynuna alıp yatmakla 9 yaşındaki çocuğu koynuna alıp yatmak başka" diyor Yankı Yazgan, tam da onun gibi.
Yeni anne olduğunuzda üstünüze üstünüze gelir "doğru dayatmaları". Bence o kadar stres olmayın, duyduklarınız zaman içinde, çeşitli denemelerinizle zenginleşip, "deneyimlere" dönüşecek, o dayatmaları kendiniz eleyeceksiniz ve insan asıl tam da o zaman "anne oldum" ben diyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder