13 Ocak 2013

Ödül, Ceza ve Kurallar

Ödül ve cezaya inancım hiç bir zaman olmadı aslında. Okuduğum kaynaklar ödül ve cezayı tamamen rededenler veya kısmen destekleyenler olarak iki ayrı tarafta.

Kişisel deneyimim ise, yüksek dozda cezanın öfkeyi beslediğine inanıyorum. İlkokuldayken büyük ceza alan sınıf arkadaşlarımın disiplin açısından daha da kötüye gittiklerini hatırlıyorum.



Karan'a birşeyler öğretmeye çalıştığımız ilk zamandan beri sabırla ve sürekli olması gerekenleri söyledim ve ne ödül ne de ceza vermedim. Yalnızca aferin dedim veya öptüm belki. Eğer çok hayati bir yanlışa ısrar ediyorsa, prize parmak sokmak gibi, eline hafifçe vurup "hayır" dediğim zamanlar oldu. Kendi evimizde prizlerde kapak var ve çantamda da taşırdım, gittiğimiz yerlerde gerekirse diye. Ama bazen yeterli olmuyor ve açıkta kalan priz olabiliyordu normal olarak. 10.5 aylıkken yürüdüğü için tehlikelerle daha erken karşılaşmaya başladı ve sertçe "hayır" demekten ben bile bunalmıştım.

Ama büyüdükçe işler biraz daha karmaşık hale gelmeye başladı.18 aylık olduktan sonra çocuğun algısı daha çok gelişiyor ve anlattığınızda çoğu şeyi mantıklı şekilde öğrenebiliyor. Sadece çok sık tekrarlamak gerekiyor ve kolayca unutuyor.

2 yaşını doldurduktan sonra unutmaları daha azaldı. Bir yerden düştüğünde bir daha o yeri unutmuyor ve her seferinde dikkatli geçiyordu. Bu öğrenmeyi kolaylaştırıyor tabi ama bu seferde inat var tabi. "Kural böyle" diye başlayan cümleler kurmaya alıştım. Şimdi bu bir "dikkat et" mesajı gibi Karan'ın dikkatini çekiyor. Eğer kural böyle diye başlarsam, çoğu zaman ve tabi huysuz bir gününde değilse, kurala uyuyor.

Şöyle bir düşününce en çok tekrarladığım cümleler:

"masaya ayak konmaz Karan"
"aynaya su atma Karan"
"yemek yerken gezinilmez, hayır kedi olunmaz, hayır aslan da olunmaz Karan o şekilde boğazına kaçabilir"
"masa örtüsünü çekme Karan"
"duvar kağıdını kaldırma Karan"
"merdivende oynama Karan"
"tırnağını koparma Karan"
"sümükler peçeteye silinir, yere atılmaz Karan" (!!!!)
...

Dolayısıyla eğer yemek yemezse parka gidemeyeceğini çoktan öğrendi ve bu artık işe yaramıyor. Tamam gitmeyelim diyor ve öylece kala kalıyorum karşısında. Yemek yerken ayağını masaya koymaya devam ederse en sevdiği arabasını dolaba kaldıracağımı söylemem de işe yaramıyor, eliyle getirip veriyor. O beni denemeye devam ediyor ben ne kadar istikrarlı davransam da artık cezalar işe yaramıyor.

Ödüllerin etkisini yitirmesi ise çok daha eski.
Yemeğini bitirince meyveli yoğurt veya badem vermem, artık onu hiç mi hiç ilgilendirmiyor.


Geçenlerde marketten dönerken araba koltuğunu ayakkabılarıyla vurarak kirletti. Defalarca yapma dediğimizde daha büyük zevkle yapıyor zaten. Koltuğu temizlemeden arabadan inemeyeceğini söyledik. Arda market poşetlerini eve çıkarırken, Karan da verdiğimiz ıslak bezle koltuğu silip temizledi. Ben de yanında bakıyorum sadece. 2.5 yaşında olduğunu hatırlatmama gerek yok sanırım. Suç ve cezanın aynı konuda olması gerekiyor ve aslında bu yaptığımız uzmanların görüşüne göre doğru bir cezaydı. Ama ne oldu dersiniz? Karan koltuk silmeyi çok sevdi, hep kirletsin hep temizlesin istiyor şimdi!! Hal böyleyken ben de paşayı koltuğa bağladığım gibi ayakkabılarını çıkarıyorum mecburen.


Tuvalet eğitiminde bazı arkadaşlarımın çocuklarında ödül işe yaramış diye deneyeyim dedim. Çiş veya kakasını söylediğinde meyveli yoğurt veya süt dilimi gibi sevdiği şeylerden verdik. Sonuç, yine tahmin ettiğiniz gibi etkisi geçen başka bir başarısız ödül hikayesi oldu.

Bu çocuğun kurallara uymamanın sonuçlarını öğrenmesi için ne yapmam gerekiyor açıkçası bazen çok tıkanıyorum. Eğer oyuncağını kırarsa kaybedeceğini, ilk atışında ve kırılmadan kurtulan diğer atışlarda sabırla anlatıyorum. Kırılınca kendisi de çok üzülüyor ama başka bir oyuncağa aynı şeyi yapmaktan geri de kalmıyor. Öfkeyle veya gıcıklığına yapmıyor bunu. Denemek görmek için eğlenerek yapıyor. Biz diyoruz ya "bak atarsan kırılır", o da bunun doğru olup olmadığını merak ediyor, tekrar tekrar atıyor kırılmıyorsa, yandık zaten. Sözümüz gerçekleşmedi diye daha şiddetli atışlar denemeye devam ediyor. TomCat'i kırınca çok üzüldü, çöpe babasıyla beraber attılar. 1 hafta kadar aklına geldikçe anlattı bu olayı. Ama şuan hala eskisi kadar çok olmasa da, başka oyuncaklarını atmaya devam ediyor.


"Dilimde tüy bitti" lafını çok sık düşünmeye başladım.




Hiç yorum yok: