20 Şubat 2013

Bazıları bana çok kızacak

Aslında amacım kimseye kızmak, kimseyi kızdırmak değil. Belki silkelenir ve unuttuklarını hatırlarlar diye umuyorum. Kızmakla elimize birşey geçmiyor zira.

Belli bir eğitim ve ekonomik düzeyin üzerindeki bazı kadınlarda hayretler içinde izlediğim bir trend var:
Çalışmam, kocama ekonomik olarak seve seve bağlanırım, çocuklarıma kendim bakarım ama kahır çekemem, ev işi yapmam, kekten krepten başka şey üretmem, modayı takip ederim ama ekonomiden bi'haberim, dünyayı gezme modasına uyarım ama emzirme modasına 4 aydan fazla uymayabilirim, organik olacak diye on katı para verir tavuk yumurta falan alırım ama evde sütlaç bile yapmam, gider emirganda yerim (hem fotoğrafını paylaşırım havalı olur).


İlla ki herkes çalışacak diye birşey yok tabi ki. Evde yogadan başka aktivitesi olmayan ev kadınlarından bahsediyorum.  Yemek yapamamayı modernlik sanan, restoranın tuvaletine eşi götürmeyince trip atan, manikürden dip boyasından başka dert edinmeyen bu kadınlara hayretler içindeyim. Kusura bakmasınlar da özenilecek yanları yok.

Çocuklarımıza kadın modeli olmamız gerekmez mi? Bizden esinlenmeyecekler mi erkek çocuklarımız evlenecekleri kişiyi seçerken veya kız çocuklarımız yetişmeye çalışırken?

Çok salon tipi ve çok modern ya, "çocuğum için kendimden hiç ödün vermem, hayatımda hiç birşey değiştirmem" inadı nedir? "İçmeden duramam" dediğin  o kolayı, sigarayı içme hamileyken işte, görünce elimde değil yargılıyorum. (hem belki bu vesileyle bırakırsın)
Hamileliğin son aylarında alınan kilolardan sakınmak için 8 aylıkken doğuma alınan bebeklere üzülüyorum. İlk 3 ayında, daha dünyaya adapte olamamış, gün ışığı gözlerini yakarken sokak sokak çarşı pazar gezen bebekleri görünce acıyorum bazen. Temiz hava aldırmaya 15 dakika çıkarmak başka, "ben gezmeden duramam" inadıyla eski hayatına ne pahasına olursa olsun devam etmek başka.

Annelik zor, her çocuk farklı, hepimizin zorlandığı konular farklı. Yargılamamak lazım. Çaba gösteren anneleri yargılamıyorum zaten.

Ama bazılarına o kadar anlayışlı olamıyorum işte. Yargılamadan duramadığım kişiler var:

-Sigara içip emzirenler (üstelik zerre suçluluk duymayanlar ayrı bir kategori)
-Meme sarkacak gibi bahanelerle emzirmekten sakınanlar
-El kadar çocuğun eline lolipop tutuşturanlar
-Kendisi bilmem kaç paralık kremi parfümü kullanıp, çocuğunun aktivitelerini "masraf" görenler
-Herşeyi denesin felsefesi ile, çocuk istedi diye 4 yaşındaki çocuğa şarap tattıranlar
.....

Kısacası hiç çaba göstermeden çocuk büyütmek mümkün mü? Bunu ısrarla savunanları anlamakta zorlanıyorum.

Nasıl geldik bu noktaya acaba? Genelde bizim nesilde görüyorum. Aşağı yukarı aynı yaşlardayız.
Benzer gelişmeleri yaşadık, 80lerde çocuktuk, muhtemelen çoğumuzun annesi aynı şeyleri telkin etti bize. Ama olmadı, bazıları işte böyle bir değişik oldu, acaip bir akıma kapıldı.

Nerede kaldı o anaç, sevgi dolu anne, "kadın" kavramı? Çocuğun için özveride bulunmak ne kadar zor gelebilir ki bir insana? Bu yeni saçma sapan kimlik nasıl oldu da bu kadar çok kadını etkisi altına aldı anlayamıyorum.
Tabi ki saçını süpürge et, ailen için parçalan, kendinden vazgeç demek değil bu. Ama herşeyin makul bir dengesi var. Bu dengeler de kendiliğinden kurulmuyor, hep çabalar, denemeler, emeklerle kuruluyor. Kimse mükemmel değil, hatasız olamaz ama bunu minimalize etmeye çalışmak bu kadar zor mu?  Başardığımız kadarı yanımıza kar değil mi?









Hiç yorum yok: