Herkes bir şekilde birinden duymuştur, "çocukla çocuk olma" lafını. Bence çocukla çocuk yalnızca oyunda, kumsalda, denizde, çizgifilm izlerken falan olunabilir. Ama genelde bu cümle, çocukla inatlaşan, tartışan veya çatışan "yetişkin" e söylenir farkındaysanız.
Karan ayaklanıp laf anlamaya başladıktan sonra uyandım bu konuda. Yani 1 yaş civarında. Çocuk birşey ister anne olmaz der, çocuk "ıh ıh" gösterir, anne yavrusu ağlıyor diye ne yapacağını şaşırır. Her istediğini yapmamak lazım diye düşünürken bir yandan yavrusunu susturmak ister ve arada kalır. Çocuğun istediği şeyin kesinlikle olmayacak birşey olduğunu varsayarak, canını yakabilecek, boğazına kaçabilecek vb. hatalı bir istek olduğunu varsayarak konuşuyorum; işte orada çocukla çocuk olmak o kadar kolaydır ve işimize gelir ki. Ver istediğini sussun, oh en kolayı.
Çocuk içtiğiniz türk kahve fincanı ile oynamak isteyebilir örneğin. (İyi yada kötü, bir örnek vermem lazım anlatabilmem için). O fincan birincisi sıcaktır, ikincisi çocuklar kahve içmez, üçüncüsü fincan kırılıp elini kesebilir, dördüncüsü eğer buna onay alırsa, bundan sonra çay fincanı, su şişesi vb gibi masa üstünde olabilecek tüm kaplara sıra gelecektir. Çocuk ister. Her istediği de olmaz. Kural kuraldır. Tüm bunları ona kusura bakmayın da 2-3 ayda öğretemeyebilirsiniz, o yüzden hazırlıklı ve sabırlı olmanız gerektiğini kabullenmek bile "çocukla çocuk olmamak" için ilk adımlardandır. Çocuk ağlayabilir, isteyebilir tutturabilir. Bir saat sonra, size kızdığını hatırlayıp yemeğini yemeyebilir bile. Çocuklar sınırlarını zorlarlar. Bu durumda pes edersek, çocukla çocuk olmuş oluruz. "Herkes inat etti ama bir taraf kazandı" gibi bir inançla çocuk isteyeceği herşeyde inat etmesi gerektiğini ve "yeterince" zorlarsa kazanabileceğini öğrenmiş olur. Masa üstündekilerle oynanmayacağını öğrenmiş olmaz. Siz "yetişkin" olarak yemeğini yemediğinde onun yeni bir kavga konusu değil, bir saat önceki inatlaşma sonucunda çocuğun intikam alma dürtüsü olduğunu kavramak zorundasınız, yoksa işiniz çok zora giriyor ve "ben anlamıyorum bu çocuğu" diye isyanlar başlıyor. Tabi ki tüm bu örnekler 1 yaşında olmuyor, bazılarını yani mesela 1 saat boyunca akılda tutmayı 2 yaşından sonra yapmaya başlıyorlar. Mesele şu ki, çocuk ilkel bir varlık. Eğitmek ve medenileştirmek de bizim görevimiz. Kuralları öğreterek, ve kesinlikle bunu sevgiyle ve kararlılıkla yaparak kendini güvende hissetmesini ve dünyaya adapte olmasını sağlayabiliriz.
"Eğer arkadaşına vurmaya devam edersen eve gitmek durumundayız" diye uyardıysanız, kalkıp gideceksiniz. Yoksa bu sonuç doğmadıkça çocuk arkadaşına vurmaya devam edecek. Eğer eve gidemeyecekseniz, o zaman bu şekilde değil de örneğin, "eğer arkadaşına vurmaya devam edersen, sizi ayrı odalara koyacağız ve yalnız başınıza oynamak zorunda kalacaksınız" gibilerinden bir cümle ile uyarmak daha "yapılabilir" olduğu için etkili olabilir.
Suç konusu ile sonuç aynı konuda olacak. Arkadaşına kek atan çocuk tokat yerse asla ders almaz. Arkadaşına kek atan çocuk kek yemekten men edilirse, ondan ders alabilir.
Kumdan kale yaparken sonuna kadar çocukla çocuk olabilirsiniz, ama yemek masasına ayağıyla vurduğunda "yavrum masaya vurma, kuralımız masada düzgün oturmak ve yemekle oynamadan yemeğimizi yemektir, gördüğün gibi baban da ben de bu şekilde davranıyoruz" gibilerinden açıklayıcı bir cümleyle çocuğu uyarmak ve gerekiyorsa bunu 5 ay boyunca veya öğrenene kadar demek daha doğru, aynı sakinlikle sürdürmekle çocuk eğitiliyor. Ayrıca kurallar çocukla ilgilenen herkes tarafından ağız birliği ile öğretilmeli. Eğer 2-3 uyarmadan sonra kendimizi kaybediyorsak işte o zaman çocukla çocuk olmuş ve çocuğun en doğal hakkı olan "yetişkin tarafından korunma" hakkını ihlal etmiş oluyoruz.
Çocuklarına şiddet uygulayan tüm ailelerin bunun farkına varmasını canı gönülden diliyorum.
not: kitaplar daha bitmedi :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder