Önceki şu yazımda bu haftabaşı bakıcının hasta olması nedeniyle, uzun bir aradan sonra Karan'la tamamen başbaşa kaldığımdan bahsetmiştim. Haftasonu geçirdiğimiz 1 gecelik ayrılıktan sonra ilk gün bana bir hayli kapris yapmıştı.
Bu geçirdiğim 3 gün son yıllarda yaşadığım en güzel 3 gündü diyebilirim.
İlk gün beni denedi, şansını zorladı, inatlaştı. Ama akşama doğru sakinleşti ve birlikte birşeyler yapmaktan o da zevk almaya başladı.
Karan doğduğundan beri bütün oyuncakları ve bisiklet gibi şeyler salonda duruyor ve sürekli yanımızda oynuyordu. Bunu bu şekilde düzenlememin en önemli nedeni, uyku sorunumuz olması ve uyuduğu odaya, oyunla ilgili bir hatırlatıcı olmasından kaçınmamdı. O odada yalnızca uyusun, oda ona uykuyu hatırlatsın diye bir düşünce ile.
Aynı zamanda koca evde küçük bir çocuk odasına kapanması fikri hiç hoşuma gitmiyordu. Zira biz çocukluğumuzda yalnızca kendi odamızda oynamaya zorlandık hep, misafir gelir, dağınıklık olmasın vs endişeleri ile salona girmemiz bile neredeyse yasaktı. Oturma odası ise annelerin sabah kahvesi içtiği, akşamüstü Hayat Ağacı izlediği yaşam alanı olduğundan ve hem de "büyüklerin lafını dinlemeyelim" diye, çocuklara pek yer yoktu, . Biz kendi odamızdan başka yerini pek fazla benimseyemedik evlerimizin ki, köklerimiz çok sağlam mı o evlerde bilmem. Tartışılır..
Ben Karan'ın evin heryerinde izi olmasını ve herşeyi benimsemesini istediğimden, hiç bir sınırlama getirmedim bugüne kadar. Arkadaşlarım bilir, "kreş gibi ev" derler.
Şuan Karan 2.5 yaşında olduğu için yavaş yavaş sorumluluk almayı öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum. Zaten o kadar hevesli ki herşeyin içinde olmaya. Sabah kahvaltısı hazırlamama bile yardım ediyor, peynir kabını götürüp yarısını yolda yese de, olsun :)
Bu nedenle tüm oyuncak ve masa sandalye vb mal varlığını odasına taşımaya karar verdik. Verdik diyorum çünkü Karanla beraber aldık bu kararı. Ve çok hoşuna gitti. Yatağın yeni yerini, masasının bisikletin yerini bile Karan tayin etti. Odasından başlasın sorumluluk almaya diye düşündüm. Çalan her kapıya koşması, su damacanasını yerine itmesi, kahvaltıya yardım etmesi, market poşetlerinin içinde yerlerini bildiklerini yerine götürmesine ilaveten.
Şuan hala evin heryerinde oynayabilir, en ufak bir kısıtlamam yok. Ama yatmadan önce oyuncaklarını toplaması ve dişini fırçalamasını da, kitap okuma ve süt içme rutinimize bir hayli eklediğimizi düşünüyorum.
Bu 3 gün içinde yaptığımız evdeki değişikliğe ilaveten, banyoda geçen oyunlarımız çok eğlenceliydi. Hava koşulları el vermediği için dışarı çıkamadık ama alışveriş merkezine gittik, arabayla dolaştık. Puzzle yaptık, kitap okuduk, masallar uydurduk. Evde bol bol muhabbet ettik. Konuşuyor olmasına bir kez daha sevindim!
Hatta 3. gün, işi gücü de boşverdim, laptopumu hiiiiç açmadım bile.
Oğluma yeniden aşık oldum. Bu sabah uyandığımızda anlatmaya çalıştım, artık yeniden işe gideceğimi. Yüzümü ellerinin arasına aldı, düşen suratıyla "ditme" dedi..
Ruhumu teslim ettim sanki..
1 yorum:
maaşallah miniğe :)
Off o ditmeleri yaşarsam napıcam ....
Yorum Gönder