17 Nisan 2013

Bebek Parkında Bir Zorba

Blogumu takip edenlerin bildiği gibi geçen 2 haftada bakıcımız fizik tedavi sebebiyle izinliydi ve ben oğlumla başbaşa 15 gün geçirdim.

2. haftanın 5 gününü kızkardeşimde geçirdik. İstanbulda yaşar kendisi. O işteyken, biz de oğlumla Bebek parkına indik bir gün.


Hava oldukça sıcaktı, o yüzden park hafta içi olmasına rağmen (CUMA) çok kalabalıktı. Kumda 2 saat kadar oynadıktan sonra kaydıraktan kaymak ve biriken enerjisini atmak için oyun alanına geçen oğlumu uzaktan izlemeye başladım.

Bebek Parkı
Alanın bir kısmı biraz tehlikeli gibi. Yani 4-5 yaş altı için. Hatta her çocuk için. Çünkü yandaki fotoğrafta gördüğünüz gibi, bir bölümde bir direk var çocuklar oradan kayıyorlar ama, birkaç çocuk o kısımda itişirse kolaylıkla düşebilir çünkü alan dar. Yükseklik benim alnıma geliyor demekki 160cm civarında. Ben selvi gibi olmasam da düşmek için az da değil yani. O nedenle her zamankinden daha tedbirli olmak durumunda her anne, yakından izliyor çocuklarını, tabi ben de. Hatta aralarda her birimizden çeşitli sesler yükseliyor "dikkat edin, itmek yok" vb.

Ama bir çocuk var, tahminimce 5 yaşlarında. Sanırım yaşına ve boyuna güvenerek, yakın takip altında değil. Veeee Karan'a sataşma durumunda.. "in aşağı git buradan, benim burası" diyor, Karan pek anlamadığı ve herşeyin tersini yapmaya meyilli bir yaşta olduğu için, çocuk git dedikçe daha çok gülüyor ve yaklaşmaya çalışıyor. Bir çeşit oyun gibi bu Karan için. Ama diğer çocuk ciddi, gerçekten Karan gitmezse zorbalık yapacak, kaşlar çatık, küçük yumrukları sımsıkı, dik dik bakıyor.

Bir süre daha durdum ve çocuk benim markajımda olduğunun farkında olmadığı için hafifçe Karan'ı itmeye çalıştı, Karan yeniden ilerleyince de yeni bir hamle yapacakken, dikkat dağıtmak için hemen Karan' a seslendim çişi sormayı bahane ederek, "Karancım bir gelirmisin kulağına birşey soracağım" dedim. Şaşırtıcı şekilde önce çocuk koştu geldi ve "falancanın kardeşi mi bu çocuk" dedi, unuttuğum bir ismi sordu. Ben de "hayır, o benim Oğlum" dedim üzerine basarak. "hmmm tamam, ben o sandım. Neyse.." dedi ve konuyla alakası olmamasına rağmen aynen şu şekilde devam etti:

"bugün ben parkta oynadıktan sonra babama gideceğim. benim babamla annem ayrı yerlerde uyuyorlar. o yüzden babama gideceğim  (yukarıdaki Cuma'yı bu yüzden büyük yazmıştım). Önce beraber yemek yiyeceğiz, sonra annem biraz TV izlememe izin verdi, ama babamla izleyeceğiz . Sonra da babamla uyuyacağım, aslında çok eğlenebiliriz. Annem sonra beni almaya gelecek" 

Bir anda gelen bu konuşma yüzünden şaşkınlıkla aklıma yazamayıp unuttuğum başka detayları da anlattı. O sırada anlatırken görseniz, lokum gibi bir çocuk. Az önce oğluma zorbalık eden çocukla alakası yok. Araya girip müdehale etmesem hiç içini dökemeyecek bir çocuk. Annesi ve babasının ayrı olmasına öfkeli bir çocuk. Aslında herkese ama herkese bunu anlatıp rahatlamak içini dökmek ihtiyacında olan, belki de bu sıkıntılı karmaşık zamanlarda, büyükleri tarafından pek de fazla dinlenememiş bir çocuk. O anlattıkça içimin sıkıştığını hissettiğim ama ona belli etmemek için gözüme güneş gözlüğümü takmak durumunda kaldığım bir çocuk.

"Anladım, ne güzel bir haftasonu programı bu böyle, sanırım sen bayağı eğleneceksin, belki yarın da gelirsiniz parka ama şimdi burası çok kalabalık ve güzel güzel hepberaber oynayın olur mu, bak Karan daha küçük, düşebilir" diyebildim.  Konuyu saptırmam aslında bu miniğin ihtiyacı olan şey değildi, ama ben bu konuyla başedemedim sanırım. O küçücük çocuğun altında ezilmemek için çabaladığı bu zor konuya, onun onda biri kadar güçlü olup, onun içini rahatlatacak kadar sürdüremedim.

Bu konuda kimseyle empati yapamam, boşanma yaşamadım çünkü. Ama bu aşamada olan ailelere naçizane hatırlatmam olur yalnızca: boşanmak yetişkinlere özgü birşey, çocuklar anlamıyor bu bölünmeyi ve ardında bırakıp devam edemiyor yetişkinler gibi. Evleneceğiniz kişiyi seçmek başka, akraba olacağınız kişiyi seçmek başka. Çocuk sizi akraba yapıyor. Bu yüzden de hiç bir zaman bölünemiyor.

Bu küçük hikaye benim hafızamdan yıllarca silinmeyecek, ona eminim. Ne zaman bir yerde zorbalık eden bir çocuk görsem, "acaba hangi sorununun altında güçlü kalmak için direniyor" diye düşünüp anlamaya çalışacağım.

3 yorum:

Aslı Araz Kılıç dedi ki...

Bizi de bizi de çağırsaydınız ya :)))
Geçenlerde bizimde başımıza benzer bi olay geldi.3,5 yaşında bir kız burası benim die tutturdu git yoksa kavga ederiz olay olur tarzı kelimelerle Kuzey'i iteklemeye başladı hemen uzaklaştık başka bişilerle ilgilendik ama içinden cımbızladığı "kavga" terimi ilgisini fazla çekti sorup duruyo kavga mı edices die olmadık zamanlarda anlatıorum ama aklının bi köşesinde kaldı çocuğun.

karanin annesi dedi ki...

siz karşıda oturuyorsunuz diye hiç ihtimal vermedim ya keşke çağırsaymışım :) çocuklar kendiliğinden hırçın olmuyorlar işte vardır onun da evde bir huzursuzluğu kesin..

Aslı Araz Kılıç dedi ki...

Bahçeşehir'deyiz.Bebek'e bi karşı sayılır tabe :)Bir daha ki sefere buralara bekleris efendim çocuk ve büyük için güsel mekanlar mevcut ;)