26 Şubat 2013

Çocuğa yemek yedirmek

Aslında Karan artık 32 aylık olduğu için, bu konu bizim güncel ajandamızda sorun olarak pek yok ancak bir arkadaşımın 18 aylık oğlu kahvaltıyı pek sevmiyormuş, öğünleri biraz iştahsız yiyormuş ve bu konuda onunla konuştuktan sonra bu yazıyı yazmaya karar verdim. Baştan söyleyeyim, asla "hiç" yemeyen bir çocuk olmadı Karan, o yüzden öyle çocuklar var ki ne yaparsanız yapın çaresiz kalıyor olabilirsiniz ve Allah öyle annelerin yardımcısı olsun, ben yaşamadım ama tahmin edebiliyorum duygularını.

Beslenme konusunda hem çocuk doktorundan, hem diyetisyenden bolca bilgi almaya çalıştım her zaman. Karan ek besinlerle tanıştıktan sonra anne sütü aldığı müddetçe kahvaltıdan hoşlanmadı. Uyanır uyanmaz meme emmek onun için vazgeçilmezdi. Yine de o dönemde olabildiğince peynir, yumurta sarısı, ekmek kırıntıları ile tam olarak yemese de alışkanlık kazanması için mutlaka kahvaltıya oturttum.

Anne sütünü 1 yaşında kestikten sonra, kahvaltıya daha yakınlık gösterdi. Ancak ekmekle arası oldukça geç ısındı, neredeyse 17-18 aylık olana kadar çorbalarına kattığım ekmek dışında yavan ekmek yediremedim.

Ancak biliyoruz ki günlük alınması gereken bir tahıl miktarı var. Tahıl grubunu (tam buğday ekmek, makarna, bulgur ve pirinç gibi besinler) es geçemezdim çünkü beyin için gerekli enerjiyi kompleks karbonhidratlardan alıyoruz. Her öğünde yenen toplam ekmek miktarı günlük 4-5 dilim olmalıymış, 3 yaş civarı için. (kare tost ekmeklerini 1 dilim ölçüsü olarak düşünebilirsiniz). Yazının bu kısmını yayınladıktan 2 gün sonra güncelleme gereği duydum. Bu ekmek porsiyonu eğer başka karbonhidrat alınmıyorsa gibi düşünülmelidir. Yani eğer 3 kaşık bulgur pilavi varsa öğünde, yarım dilim ekmek de yeterli olabilir yani. O zaman günlük tüketim 3 dilim civarına düşebilir yani. Çocuğun günlük kalori ihtiyacının %40-50sini karbonhidratlardan alması gerekiyormuş, buna odaklanmak daha doğru olabilir.

Bu nedenle aşağıda öğün öğün olarak, kendi çözümlerimi paylaşacağım:

Karan 15 aylıkken
Kahvaltı (07.30): Ekmek yemeyen oğluma, (18 aylık olana kadaryumurtaya da alerjisi olunca,) ne ile kahvaltı ettireceğim diye çok zorlandım. Bu nedenle yumurta sarısı, tam buğday un ve peynir ile pankek kıvamında omlet yaptım her sabah. İçerisine maydonoz veya nane de kıyıp koyuyorum. Demir emilimi için C vitamini gerekli diye. Bazı sabahlar bu omletlere birkaç zeytinin ezmesini, yada minik kıyılmış mantar koyuyordum. Alerji sorunu geçtikten sonra yumurtayı bütün olarak kullandım. Hem de ilk defa çatalla bu şekilde 14-15 aylıkken tanışmış oldu. Omlet bu beceri için uygulaması kolay bir yemek. Ekmek yemese de, içinde un olduğu için karbonhidrat almış oluyordu. Ayrıca 1-2 çay kaşığı balı da muzu ile beraber ezip, üzerine ince kırılmış cevizle veriyordum. Güzel bir kahvaltı olduğunu düşünüyorum. Sütü ise hala kahvaltının üstüne içiyor çünkü masaya süt gelirse önce onu içecek ve başka bir şey yiyemeyecek. Bu arada çiğneme yeteneği beslenme alışkanlıklarında çok önemli tabi. Karan 15 aylıkken yalnızca 4-5 dişi vardı ve çoğu şeyi rahatça çiğneyemiyordu.
Bu arada kahvaltı masasındaki şeyler hepimiz için çoğu zaman aynı şeyler. Ben Karan'ın doktoruna "bu çocuk her sabah aynı şeyi mi yiyecek, huzursuzum"diye sormuştum. "Siz her gün başka şey mi yiyorsunuz, o da yumurta, peynir, bal, zeytin, domates salatalık tüketecek, sıkıldığı günler itirazları falan olacak ama zamanla alışacak o da" demişti. 2 yaşına kadar Karan'a özel marmelat yapmıştım ancak ondan sonra evde yaptığımız az şekerli çilek reçelinden falan haftada 1-2 sabah az miktarda vermeye başladım.

Ara öğün(10:30): Elmayı 2-3 dakika kaynamış suda bekletip, biraz yumuşatıyordum. Varsa başka mevsim meyveleri ile beraber kivi, mandalina, çilek vb. (Eğer kahvaltıda yemediyse muzu da bu öğünde veriyordum.) Daha büyükçe çocuklar için fırında elma tatlısı tarifimden yararlanabilirsiniz.

 Karan 19 aylıkken bir öğle öğünü:
patatesli enginar, yoğurtlu yağsız makarna
 ve köfte.
Öğle (13:30): 15 aylıktan itibaren Karan en az 2 çeşit ana yemek alıyordu. Çorba ve sebze yemeği gibi. Çorbasına mutlaka ekmek lokmaları koyuyordum. Yemek de sulu bir tür ise biraz da ona. Ama bulgur pilavı gibi bir yemek varsa, o zaman ekmekte ısrarcı olmuyordum. Günlük beslenme dengesi için mutlaka protein, karbonhidrat ve sebze-meyve grubundan besin alınması gerekiyor. Eğer et yemiyorsa, köfteyi genelde seviyor çocuklar. Karan kocaman oldu hala parça et sevmez. Ama hiç önemi yok. Hangi tür et yemesini düşünüyorsanız, o bölgeden et kestirip kıyma yaptırabilir ve köfte olarak tüketebilirsiniz. Ben en yağsız bölge olan, dananın sırt etinin kıymasını alıyorum.
Üçüncü çeşit olarak yoğurt, ayran veya cacık gibi yoğurtlu bir yemek hazım ve bağırsaklar için faydalı.

Ara öğün (16.00): Vücutta en çok insülin salgılanan zamanın 16:00 civarı olduğunu duyduğumdan beri tatlı besinleri bu saate kaydırmışımdır her zaman. Bir dilim kek, 2-3 kurabiye, balla veya pekmezle yapılmış hafif bir muhallebi, meyveli yoğurt, mevsimine göre kavun-karpuz veya dondurma vb. besinlerden Karan'a akşamüstü ara öğünü yapıyorduk. Alerjisi olanlar için yalnızca sarı ile, az yağlı, şekersiz ve bebeklere uygun şekilde yaptğım keki şu yazımda okuyabilirsiniz. Alerji sorunu yoksa aynı keki tüm yumurta ile de yapabilirsiniz tabi.


Akşam (19:30): Öğle mönüsünü tekrarlardım veya ilave bir yemek yapıldıysa çorbanın yanına yeni yemekten verirdim. 3.çeşit olarak yine yoğurtlu bir ek yemek. Bu arada unutmadan, haftada 1-2 sefer balık vermek gerekli, eğer bebek küçükken sevmiyorsa şu tarifler belki işinize yarar.



Karan 29 aylıkken: "mutlaka pilavda olacak
yoksa yemem" döneminin sonları
Bu tür beslenme hemen hemen 25 aylık olana kadar sürdü. Bazı dönemler kesinlikle yemediği yemekler oldu (karnabahar, brokoli, kıymalı yemekler). Bazı zamanlar ise makarna ve pilavdan başka yemediği zamanlar oldu (27-31 aylar arası). Makarnanın üzerinde kıyılmış kıyma yiyor da beyefendi, bezelye yemeğinde kıyma olunca yemiyordu. O zaman makarnaları sebzeli veya kıymalı yapmaya çalıştım hep ve sebzelerden sıkıldığında çeşitli sebze köfteleri uydurdum. Karan'ın en çok sevdiği sebze köftesidir hala. Son zamanlarda sebze yemeklerine yeniden bir ısınma gözlemliyorum. O kadar çok hareketlendi ki enerji ihtiyacı yüzünden çok acıkıyor, onun da etkisi var sanırım. Özellikle yazdan buzluğa attığımız bamya, pirinçli zeytinyağlı kabak, zeytinyağlı brokoli, enginar, kuru fasulye, yeşil fasulye, yeşil mercimek yemeklerine sıcak bakmaya başladı. Hele ki yanında çok sevdiği ikinci bir yemek olursa hiç itirazsız yiyor.

İşin gerçeği, dönemsel olarak çocukların sevdiği ve sevmediği yemekler değişiyor aslında. 3-4 ay boyunca tavuğu hiç bir türlü yemeyen oğlum geçen hafta haşlanmış bir baget budu eliyle tutup bir güzel yedi. Yanında da ayran içti, oh yarasın. Artık kahvaltıda rafadan yumurta sevmeye de başladı, sabah soruyorum "omlet mi rafadan mı istersin" diye, seçimini yapıyor. 1 salatalık 2-3 minik parça peynir, 3-4 zeytin ve 2 dilim ekmeği seve seve tüketiyor. Yani kimse yemek konusunu savaşa çevirmesin derim, kendi damak tadı zevkine göre dönemsel olarak yiyor çocuklar. Biz çeşitleri ve değişik tarifleri bol tutalım yeterki. Bu arada hazmı kolay baharatlardan faydalanın derim, kimyon, kuru nane, safran, kekik, fesleğen vb. İlk seferde beğenmeme riski nedeniyle, tüm yemeği ziyan etmemek için az porsiyonlarda denerseniz iyi olur, sevdiklerinden emin olduktan sonra tüm tencereye katmak daha makul.



19. ayda
sıradan bir akşam mönüsü:
kerevizli patates püresi, köfte,
avakado salatası
Bu arada 11 aylıktan 26 aylık olana kadar çizgi film izleyerek (klip falan değil yalnızca basit ve yaşına uygun bir çizgi film), puzzle yaparak, şarkı çalan oyuncaklarını dinleyerek veya kitap okuyarak yemek yedirmek zorunda kaldığım Karan, şuanda hiç umursamıyor, yemek saati dediğimde kendisi gelip masasına oturuyor ve yemeğini seve seve yiyor. Çocuk büyüdükçe öyle bir extra aktiviteye ihtiyacı kalmadı çünkü sandalyede oturmaya sabrı ve yemek yeme zevki var artık. Daha önce şu yazımda bahsetmiştim, mümkün olduğunca bu aktivitelerden uzak dursak da bazı dönemler mecbur kaldık diye suçluluk duymamıza gerek yok diye düşünüyorum. Herşey dengeli ve kontrollü olsun yeterki.



Yazıyı buraya kadar okuduysanız maşallah, bravo.. Biraz(!) uzun oldu kusura bakmayın ama malum yemek konusu üzerine her anne saatlerce konuşabilir :)

Sevgiler.




Hiç yorum yok: